Tarih Milyarlarca İnsana Tanıklık Etti.

Tarih milyarlarca insana tanıklık etmiştir. Lakin bu kadar insanın arasında öyle şahsiyetler olmuştur ki

Bugün hayatta olmasalar bile hala hafızalarda yer edinmektedir. Bu insanların kimisi tıbba, kimisi bilime, kimisi ise toplumlara yön vermiştir. Ayrıca yol verdikleri kadarda rol model olmuşlardır.

Ben size bugün Amerikalı bilim insanın “EN ETKİN 100” isimli kitabında ilk sırasını almış bir şahsiyetten bahsedeceğim. Bu kişi hakkında sayısız kitap makale ve şiirler yazılmıştır. Bunlarda biri ise Prof. Michael Hart’ın EN ETKİN 100 isimli kitabıdır.

Kahire’de bir ödül töreninde Amerikalı bilim insanı olan Prof. Michael Hart’ a sorarlar:

Sayın profesör kitabınızın basımından 10 yıl geçti, kitabınızı bugün yassanız yine aynı kişiyi mi ilk sıraya yazarsınız? Prof. şöyle cevap verir ben listeyi de değişsem de yâda arttırsam da listenin başındaki kişi her zaman aynı kalacaktır.

Listenin ilk sırasındaki kişi olan Hz. Muhammet’tir.(sav)

Fransız tarihçi A. Da le martine Hz Muhammet (sav)hakkında şöyle demiştir:

“İnsan büyüklüğü ne ile ölçülürse ölçülsün dünyada hiçbir insan onun kadar büyük olamaz.”

Peki ya Hz Muhammet’i (sav)bu kadar değerli kılan ya da onu listenin ilk sırasına getiren sebep neydi?

Prof. Hart a göre onun peygamberliği, dini ve dünyevi seviyedeki fevkalade başarılı olmasıydı.

Bugün baktığımız da onun dinine girmeyenler bile onu seviyor ve saygı duyuyorlardı!

“Senin le aynı asırda bulunmadığımdan dolayı üzgünüm” diyen almaya şansölyesi Prens Bismarck ya da İngiliz düşünür Thomas Carlyle gibi…

Mekke de ahlaksızlık, zulüm, azgınlık hat safhada iken ve tarih 571 yılını gösterirken Hz Muhammet (sav) Mekke de doğmuştur Doğmadan babasını, 6 yaşında annesini kaybeden Hz. Muhammet (sav)8 yaşına kadar dedesi ile 8 yaşından sonra amcası ile kalmaya başlamıştır.

Gençliğinde çobanlık yapmış ileriki yaşlarında amcası ile tüccarlık yapmıştır. Gençliğinde putlara tapmamış, kimseyi kırmamış ve olgun davranışları ile insanların güvenini toplamıştır. Bu özelliklerinden dolayı ‘Güvenilir Muhammet’ denmeye başlanmıştır.

Ticaretteki başarı ve dürüstlüğü sayesinde ileride evleneceği Mekke’nin zengin kadınlarında olan Hz. Hatice ile çalışmaya başlamıştır. Daha sonra Hz. Hatice ile evlenen HZ MUHAMMET(sav) iki erkek çocuğu olmuş onlarda hastalıktan dolayı hayatlarını kaybetmişlerdir, âmâ daha sonra kız çocukları olmuştur.

610 yılında Hz Muhammet’ e peygamberlik gelmiş, İslam dinini yaymak için tebliğe başlamıştır.

Dönemin zorba zengin ve güçlü kişileri bunu istememiş bundan dolayı Hz. Muhammet’e(sav) ve ona inananlara zulüm etmeye başlamışlardır. Bu baskılar sonucu 620 yılında Hz. Muhammet(sav) ve ashabı Medine’ye hicret etmiş, zarif ve narin kişiliği ile burada da İslam dinini yayamaya devam etmiştir.

Kişilik özelliklerine bakılacak olursa Hz. Muhammet (sav) çok konuşmaz, kötü söz söylemez, gereksiz işlerle uğraşmaz ve kimsenin kusurunu araştırmazmış. Giyimiyle fark edilmez sade ve temiz giyermiş, yürürken iki yana salınmaz, geniş ve hızlı adımlarla yürürmüş.

Bir gün onu tanımayan biri tanışmak için HZ MUHAMMET sav in bulunduğu meclise gelir, mecliste onu sorar, elinde kâp, insanlara su verini gösterirler adam şaşırır bunu gören Hz. Muhammet(sav) ona şöyle der: bende senin gibi kuru ekmek yiyen annenin evladıyım diyerek gönüllerdeki yerini korumaya devam etmiştir.

İnsanlara güzel örnek olan HZ MUHAMMET onlarla iyi anlaşır sevdikleri konular hakkında onlarla sohbet ederdi. Kendisine sorulan sorulara sabırla cevap verir, onları anlayışla dinlerdi.

Çocukları çok sever onlarla oyun oynar ve çocukların eğitimlerine önem verirdi. Akrabalarını ve komşularını ziyaret eder onlarla iyi ilişkiler kurardı. Eşlerine karşı hoşgörülü davranır, ev işlerinde onlara yardımcı olurdu.

Üstün zekâsı ve askeri cesareti ile İslam devleti komutanı olan HZ MUHAMMET (sav) mazlumun yanında zalimin karşısında olmuştur.

Ölmeden önce veda hutbesinde insanlara şu öğütleri vermiştir:

Yalan yere yemin etmeyin, kadınların haklarını gözetin hırsızlık yapmayın, haksız yere can almayın, demiş ve beraberliğin önemine vurgu yapmıştır.

8 Haziran 632 yılında zehirlenerek bu dünyaya gözlerini yummuştur. Bedeni evine gömülmüş, manevi kişiliği ise izini takip edenlerin gönüllerine…

Samet VAROL yazdı.