Köşe Yazıları

FAZLA DEM SAĞLIĞA ZARAR

FAZLA DEM SAĞLIĞA ZARAR

Çayı severiz ama demin ölçüsünü iyi ayarlamak lazım. Doldururken köpürtmemek lazım. Su ile dem dengesini iyi ayarlamak lazım ki içimi güzel olsun.

***

Fakat bir çay var ki demin suyu kaynadı, bayatlaması an meselesi. Kaynamış çay acır, içimi kötüdür derler ki hakikaten de öyledir. Çayın deminin ayarı da önemlidir. Azı tat vermez, çoğu da sinir yapar…

***

Gelelim meclisin demini ilgilendiren bölüme…

 

Partiler, demokrasinin şiddet ortamına mahal vermeksizin yaşanmasının amaçlandığı çözüm odaklı yapılardır. Bu yüzden herkesin her siyasi partiye oy verme hakkı olduğu gibi her partinin de her parti ile ittifak yapma, müzakere etme yolu da açıktır. Bu sebeple CHP veya diğer partilerin ülkenin bölünmez bütünlüğünden taviz vermeden oy kazanma saikiyle dahi olsa ittifak kurma çabaları siyaseten yanlış hamleler değildir. CHP bu süreçte kendinden taviz vermeyen adımlar atarsa, eğer PKK silah bırakacaksa ancak bu şekilde DEM’in gerçek anlamda siyasileşebilmesi ile silah bırakır. Çünkü ABD ve Rusya’nın silah ve mühimmat desteği verdiği bir yapının, görünen kısmından daha ötesi olduğu çok açıktır. PKK ile mücadelenin, doğrudan ABD ve Rusya ile mücadele olduğunu düşünmek yadsınamaz bir durumdur. 

***

Bugün DEM’in siyaseten çözümcül bir parti olmadığı çok açıktır. Bir taraftan PKK elebaşı terörist Öcalan’a meclisin ortasında methiyeler düzen, diğer bir taraftan ise kendi seçmenlerini şiddete ve kutuplaştırmaya götürecek söylemlerle devletine daha da çok düşmanlaştırmaya yönelik yapılan açıklamalar, DEM’in ülke demokrasisine bugün itibariyle herhangi bir katkı sağlamadığını apaçık göstermektedir. Meclisle kandil arasındaki iletişim trafiğini hiçbir şekilde koparmayan bir Truva atı görevini üstlenmesi de bugün gözlerden kaçmamaktadır.

***

Her şey bir kenara, milletin vicdanı olduğunu düşündüğümüz meclisimizde normalleştirdiğimiz anormal şeyler de yok değil. Mesela bir askerimiz bile şehit olsa, bütün milletvekillerinden beklenecek ortak tepkinin en azından kınamak olduğunu düşünmek isteriz. Fakat DEM’in bu aşırı hareketleri artık o kadar normalleşti ki, gazi meclisimiz içerisinde “onlar zaten bir kınama mesajı dahi yayınlamazlar” diyebilecek hale geldik, gelebildik. Anayasa mahkemesinin ise don değiştirir gibi parti ismi değiştirerek varlığını devam ettirenlere müsaade etmesini zaten hiç konuşmuyorum bile. Bu anormalliği dahi normalleştirir olduk. Unutulmamalı ki kötülükten daha kötü olan bir şey varsa o da kötülüğün normalleşmesidir. Bu kötülük bilhassa meclis içerisinde teşhir edildikçe, bir kanser hücresi gibi tabana doğru malesef daha da yayılmaya devam edecektir. Çünkü Ahmet Hamdi Tanpınar’ın deyimiyle “şöhret, vesile-i rahmet olduğu gibi de afettir de.” Hemde peşinden tanelerini birer birer büyüterek çoğalan çığ gibi doğal afet…

***

Kılıç kından çıktı. İntikam alınana kadar da yeniden kınına girmez. Yalnız bütün bu yaşananlar, yeni anayasanın bir an önce, hiç zaman kaybetmeden uygulamaya konulmasının vaktinin geldiğini gösteriyor.

***

Hak söyleyen evvel dahi menfurdu gerçi

Hainlere amma ki riayet yeni çıktı. 

Allah’a tevekkül edenin yaveri haktır. 

Naşad olan gönül bir gün şad olacaktır. 

***

Ordumuz cephede naşad olan gönlümüze bir nebze dahi olsa su serpti, serpiyor, serpmeye de devam edecek. Ya öyle ya da böyle şad olacağımız günler yakındır…

 

Selam ola…

Daha fazla kişiyle paylaş

YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)

ÜYE GİRİŞİ

KAYIT OL