Köşe Yazıları

Prijedor Katliamı

Prijedor Katliamı

Bugün üzerinden 31 yıl geçen Prijedor Katliamı’nın yıldönümü. Bosna Hersek’te gerçekleşen bu soykırımı Srebrenitsa’nın gerisinde kaldığı için yeterince bilmiyoruz. Fakat Omarska kampı ve Prijedor Bosna Savaşı sırasında büyük bir trajediye sahne oldu ve Prijedor Katliamı adı verilen dehşet verici olaylar yaşandı.

1992 yılında Bosna Savaşı’nın başlamasıyla birlikte Prijedor, Sırp yetkililerin kontrolüne geçti. Bu dönemde Boşnak Müslümanlara karşı planlı ve sistematik bir etnik temizlik kampanyası gerçekleştirildi. Boşnaklar, savaş suçlarına ve insanlık dışı eylemlere maruz kaldı.

31 Mayıs 1992’den itibaren Sırp yetkililer, Boşnakların evlerini beyaz bayraklarla işaretlemelerini ve beyaz kol bantları takmalarını zorunlu kıldı. Bu, ayrımcılığa ve Boşnakların kimliklerini belirtmelerine yönelik bir baskıydı. Bu dönemde 3.000’den fazla kişi öldürüldü, 30.000 kişi toplama kamplarında hapsedildi ve 50.000’den fazla kişi ise toplu sınır dışı edildi.

Prijedor’da Boşnaklara karşı kitlesel cinayetler, toplama kampları ve sınır dışı etmeler gerçekleştirildi. Birçok Boşnak sivil, toplama kamplarında işkence gördü, tecavüze uğradı ve hayatını kaybetti. Kamplarda yaşanan dehşet verici olaylar ve insana yakışmayan muamele, insanlık tarihinde unutulmaz bir leke olarak yer etti.

Uluslararası Ceza Mahkemesi, Prijedor’un Sırp siyasetçiler tarafından gerçekleştirilen bir yasa dışı darbe olduğunu ve bu darbenin uzun bir süre önceden planlandığını ve koordine edildiğini, son amaçlarının saf Sırp belediye oluşturmak olduğunu sonuçlandırdı.

Radyoda yayınlanan duyurular, Boşnak olmayanların Sırp yetkililere olan bağlılığını göstermek amacıyla evlerinin dışına beyaz çarşaflar asmaları ve beyaz kol bantları takmalarını zorunlu kıldı.

Omarska toplama kampı, Prijedor’da bilinen ve korkunç bir kamp olarak öne çıktı. Burada binlerce Boşnak tutsak, sistematik olarak işkence gördü ve kötü muameleye maruz kaldı. Tecavüz, şiddet, açlık ve ölüm, orada yaşayanların günlük gerçekliği haline geldi.

Kozarac, Hambarine ve Briševo katliamları sırasında ve sonrasında Sırp yetkililer toplama kampları kurmuş ve bu kampların işletilmesinden kimlerin sorumlu olacağını belirlemiştir. Katliamlar kamplarda yaygındı. Omarska kampında kalan bir tutsak yıllar sonra verdiği bir röportajda şunları ifade ediyor: ”Bir makineli tüfek gece boyunca çalıştı.. Ertesi sabah, koğuşun duvarlarında kan vardı. Yığınlar halinde cesetler ve yaralı insanlar vardı. Görevliler kapıyı açtı ve “Bu aptal, pis Müslümanlara bakın – birbirlerini öldürmüşler” dedi.

2013 yılında Uluslararası Kayıp Şahıslar Komisyonu, Prijedor belediyesindeki en büyük toplu mezarlardan birini Tomašica madenlerinde büyük bir toplu mezar keşfedildi. Bu mezar, 600’den fazla cesetle doluydu ve kurbanların çoğu Boşnak sivillerdi.

Günümüzde, Prijedor’da bu acı olayları anmak ve hatırlamak için anıtlar ve anma etkinlikleri düzenlenmektedir. Bu, Bosna’daki savaşın ve Prijedor’da yaşanan dehşetin bir anısıdır. Fakat en korkunç olanı ise nedir biliyor musunuz? Geçen yıl, Prijedor’daki Sırp yetkililer, 1992’de resmi olarak başlayan soykırım kampanyasının anayasaya aykırı ‘RS Günü’ adı altında soykırımı ve Ratko Mladić’i kutladılar. Prijedor’da tam da bugün yine aynı kutlamalar yapılıyor. Tıpkı Srebrenitsa katliamının yıldönümünde Boşnaklar Potoçari’de mezarlıkta iken Srebrenitsa’da bulunan Kilise bayram yeri olduğu gibi…

 

Kosova’da bir süredir devam edegelen gerginlikler ve Sırbistan’ın tutumu, bölgenin yine bıçak üzerinde olduğunu açıkça gösteriyor. Rusya’nın Ukrayna ile meşgul olmasından son adımı atacaklarını düşünmüyorum ama kesinlikle Balkanların tamamında yapı taşları sarsılıyor. Yeni dönemde burada çıkacak olan her karışıklıkta çok daha etkili bir Türkiye görebilmeyi umut ediyorum.

 

Daha fazla kişiyle paylaş

YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)

ÜYE GİRİŞİ

KAYIT OL